İşte bu Hasan! Bir tür şeker canavarı. Yerinde iki dakika duramayan, uykusunda bile plan yapan bir çocuk. Gözlerini kısıp, siyah uzun kaşlarını büzüp bana bir bakışı var ki sormayın. Ah neler geçiyor aklından kimbilir? Haylaz bir plan peşinde olduğu kesin. Annesinin ortalıktan çekilmesini beklediğine adım gibi eminim.
Ah işte korktuğum başıma geldi. Aman durun Nermin Hanım nereye gidiyorsunuz?
"Tatlının şerbetini yapayım yarına hazır olsun" dedi, sanki beni duyarmış gibi. Annesi mutfağa gider gitmez Hasan soluğu yanımda aldı. Kraker gibi incecik parmaklarını tam uzatmıştı ki, imdadıma Hasan'ın babası yetişti:
- Hediyeleri sahiplerine götürdün mü oğlum? - Götürdüm babacığım. Ayşe aldığımız elbiseyi, Murat da pantolon ve gömleği çok beğendi.
Dün bütün aile alışverişe gitmişlerdi. Hasan'a bayramlık alırken apartmanda yaşayan yetim çocukları da unutmadılar. Tabii ki beni de. Çeşit çeşit şekerlerle döndüler eve. Aylardır devam eden yalnızlığım bir anda yerini mutluluğa bıraktı. Şimdi bir gökkuşağı gibiyim. Ah bir de Hasan rahat bıraksa beni. Çocuklar gelmeden bitirmese şekerlerimi. Bir fırsatını bulsa hemen yanımda bitecek. Gözü üzerimde hissediyorum. Siz bilmezsini onu. "Bir tane pembe şeker, bir tane sarı, şeker bir tane de yeşil. Aman küsmesin çikolatalı şekerler. Bir tane bir tane daha bir tane daha..." Bu sözlerin ardından gelin görün halimi.
Ama bu bayram Hasan'ın telaşı başından aşkın. Varsa yoksa anne ve babasına dil döküyor:
- Ben de bayram namazına gitmek istiyorum. Babacığım birlikte gidelim lütfen. - Uykuculuk yapamayacaksın o zaman. Seni uyandırmak çok zor oğlum.
- Babacığım o eskidendi. O zamanlar parmaklarım bile patates kızartması kadardı. Bu sene çok büyüdüm şu ellerime şu sözlerime bak kocaman bir adam oldum.
Aman babası nasıl da güldü bu sözlere görmeliydiniz. Tabi ben ve şekerlerim de...
- Peki, o zaman erken kalkabilmen için erken yatman gerekiyor.
- Tamam, babacığım sen beni uyudum bil!, dedi Hasan iyi geceler öpücüğünü verirken babasına.
İşte bu duruma en çok ben sevindim. Hasan erken uyursa kimse şekerlerimi bitiremez. Ben de dolu dolu karşılarım bu güzel misafirimi. Ne de olsa dünyanın en güzel günü değil mi? O gelince takvim yaprakları bile çiçek açan bir ağaca tutunur gibi sevinir. Onu ağırlamak için pazar pazartesiyle, salı çarşambayla, perşembe cumayla yarışa durur. Gözlerinden bereket süzülerek gelip konar takvimlere Ramazan bayramı. Kocaman hediyelerle çalar kapımızı. Barışla gelir, küsler barışsın diye. Rızıkla gelir açlar doysun diye. Umutla gelir hastalar iyileşsin diye. Dua ile gelir rahmet kapıları sonuna kadar açılsın diye.
Ne iyi sonunda bütün ışıklar söndü. Herkes mışıl mışıl yol alıyor uyku denizinde güzel bir bayram sabahına. Bayramlaşmaya gelecek olan çocukları hayal ediyorum da heyecandan yerimde duramıyorum. Ah o da nesi, bir ses duydum. Kapı açılıyor. Kim uyandı, kim bu saatte evimizde gezen!
"Bir sarı şeker, bir kırmızı şeker, bir mavi şeker hepinizi yerim ben teker teker!" |