Anasayfa
Binbir Bulut Masalları
Bir Şiir Sana, Bir Şiir Bana
Deneme Bir Kii
Beyaz Mikrofon
Tavşanlı Makas
Kahkaha Ağacı
BB Kitaplığı
Beyaz Mikrofon

Ebe Sobe: Türkiye'nin En Büyük Oyun Halkası

Söyleşi: Vural Kaya

DİĞER RESİMLER:

Nihat Bey, BeyazBulut'a hoşgeldiniz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Teşekkür ederim, hoş bulduk...

Bir insanı tanımak belki yıllarca sürebilir ama hayat hikâyemden birkaç kilometre taşını belirterek, en azından fikir vermeyi sağlayabilirim belki. ;)

Kütahya'da doğdum ve büyüdüm. Lise döneminden itibaren hayallerimin şehri İstanbul'da yaşamaya başladım. Üniversite hayatımın başlamasıyla birlikte, yayıncılık hayatım da başladı. Keyifle okuduğum dergilerin ve kitapların dünyasına o zaman girdim ve perdenin arkasını gördüm. Perdenin arkası da kitap okumak kadar büyüleyici geldi bana. Kendimi yayıncılığın denizinde yüzerken buldum. Yaklaşık 13 yıldır yayın dünyasının içindeyim. Daha öncesinde bazı dergilerde yayımlanmış yazılarım vardı. Fakat 13 yıldan bu yana, çeşitli yayınevlerinde ve dergilerde görev alarak, yayıncılık boyutuyla yazı hayatının içinde oldum. Yaklaşık 5 yıldır da, aynı zamanda Ebe Sobe çocuk dergisinin genel yayın yönetmeni olarak sorumluluğunu devam ettirmeye çalışıyorum.


Ebe Sobe, ülkemizin alışık olmadığı bir çizgide ilerliyor. Mesela illüstrasyonların özgün tavrı kimi okuyucuda tuhaflık olarak karşılığını buluyor. Oysa ki Ebe Sobe'nin kurduğu dil eşsiz gözüküyor. Ne dersiniz, siz de bu tür tepkilerle karşılaşıyor musunuz?

Bunları duymak güzel; yani bu farklılığın fark edilmesi güzel... Haklısınız, Ebe Sobe'nin kendine ait özel bir çizgisi var. Ama şu ana kadar olmayanı değil, olanların içinden yoğunluklu bir damarı temsil ediyor Ebe Sobe.

Bu özgünlüğün temelinde, iki ana damar var sanırım: Birincisi, Ebe Sobe bağımsız bir yayın olarak ve daha önce çocuk yayıncılığıyla çok fazla birikimi, alışılmış kalıpları bulunmayan bir arkadaş grubu tarafından çıkarıldı. En baştan beri amatör bir ruhla işe farklı bir duyguyla bağlandık, ama aynı zamanda profesyonel bir ruhla bu işin imkanlar dahilinde en iyisini ortaya koymaya çalıştık. İşin çok farklı bir yerinden başlıyor olmamız, içeriğin de daha kendine has bir çizgiye oturmasını sağladı. Zaman içinde, öğrendiklerimiz sayesinde derginin üzerinde değişiklikler, yenilikler uyguladık. Ama bütün bu yeniliklerde ilk baştaki çocuğa yaklaşımımızı, kurulan dili, oluşturulan ana bölümleri koruduk ve geliştirdik.

Ebe Sobe'nin kendine özgü(n) niteliklerini anlatmak, bunları konuşmayı seven benim birisinin dilinden olunca biraz zaman alabilir. :) Ama sanıyorum bunları şöyle özetleyebiliriz. Ebe Sobe, öncelikle "çocuklar adına" değil, "çocuklar için ve çocuklarla birlikte" konuşmayı hedefleyen bir dergi. Bu nedenle de derginin "konuşma dili", çocuklara bir şeyler "öğretmeyi" değil onlarla bir şeyleri "paylaşmayı" amaçlayan bir üsluba sahip. Yani çocuklara "yukarıdan" seslenme yerine, onların "yanından" ve onların diliyle konuşmayı hedefliyoruz.

Ayrıca Ebe Sobe'nin sac ayaklarından bir diğeri olarak kabul ettiğimiz, çocuk yayıncılığına da katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle çocuk edebiyatıyla ve çocuk yayıncılığıyla ilgilenen insanlar, yazarlar, çizerler, yayıncılar ve bu alanda emek verenler için bir platform açmaya çalışıyoruz. Yazar ve çizerlerin orijinal çalışmalarını projelerle, dille ve telifle destekleyerek, onlara bir üretim alanı oluşturmaya çalışıyoruz. Çocuklar için samimi olarak bir şeyler üretmeyi amaçlayan herkesin yanında ve arkasında durmaya çalışıyoruz.

Bunun sağladığı şeylerden biri olarak ve sizin de belirttiğiniz gibi illüstrasyonlar (resimlemeler) ve tasarım konusunda da kendimize özgün ve önemli bir yer açtık. Bu görsel zenginlik, çok az çocuk yayınında bir araya gelebilir sanırım. Ayrıca diğer yayınlara göre farklı bir dergi ebadını seçerek (24x33,5 cm), hem görselliğin daha etkin hale gelmesini sağladık, hem de çocukların daha hoşuna giden bir değişikliği yakalamış olduk.

Ebe Sobe'de bir çocuk okurun keyif alabileceği çok farklı bölümler yer alıyor. Dergi temelde bilgi, edebiyat, eğlence ve interaktif içerikli dört ana yapıdan oluşuyor. Bunların her birinin çocuğa açacağı farklı kapılar olduğunu düşünüyoruz. En büyük şanslarımızdan biri, bütün bu bölümlere katkı veren insanların kendi alanında iyi işler üreten ve çok farklı yaklaşımlara sahip olan nitelikli kişilerden oluşması. İçerik kadrosundaki bu zenginlik, derginin niteliğini de yüksek bir çıtaya çekiyor.

Derginin "ana damarları" diye nitelediğimiz şeylerden ikincisi de, tam bununla ilgili işte... Ebe Sobe, bağımsız bir yayın olarak kendi yorumuna göre özgün bir çizgi oluşturdu ama aynı zamanda daha önceki birikimleri de dikkate aldı. Çocuk yayıncılığı alanında daha önce yer almış farklı birikimleri buluşturmaya çalıştı. Bunun sonucunda, daha önce farklı çocuk dergilerinde işler üretmiş birçok insan, Ebe Sobe'nin ortak halkasında buluştu. Sanırım geride kalan beş yıl içinde, Ebe Sobe'ye katkıda bulunan 70'i aşkın yazar ve 20'yi aşkın çizerin varlığı, bu zenginliğin göstergesidir.

Ana hatlarına değinmeye çalıştığım bu çizgimiz nedeniyle, hiç tepki gördüğümüzü hatırlamıyorum. "Şurası da şöyle olsa" veya "şunun gibi bir şey de olsa" şeklinde öneriler alıyoruz ama, "bunu niye böyle yapıyorsunuz?" şeklinde bir tepki gelmedi hiç. Çünkü çocukların doğasına uygun olanı, Türkiye standartlarını aşan bir çabayla ve her zaman sevginin gücüne inanarak sunmaya çalışıyoruz.


Ebe Sobe bir okul gibi adeta. Ciddi bir referans çocuk edebiyatı bağlamında mesela. İllüstratörlerin başarısı ise neredeyse tartışmasız. Ne dersiniz?

Az önce de söylediğim gibi, Ebe Sobe çocuk edebiyatı ve çocuk yayıncılığı alanında bir ortak nokta kurmaya çalışıyor. Sloganımız, "Türkiye'nin en büyük oyun halkası" şeklindedir. Bu işe katkı veren insanlar da yine "oyun halkası"na katılarak, el ele tutuşarak halkayı güçlendiriyorlar. Hem yazarlar, hem de çizerler bağlamında, bu konuda yılların birikimine sahip insanların yanında yeni isimlere de yer vererek, çocuk yayıncılığının pencerelerini çoğaltmaya çalışıyoruz. Dergimize katkıda bulunan yazar ve çizerlerin birbirinden güzel işleri, bize de mutluluk veriyor. Onların bu güzel çalışmalarını Ebe Sobe kanalıyla okurlara ulaştırmaktan onur duyuyoruz.


Nihat Bey, Ebe Sobe 2001 yılında yayın hayatına başladı ve başarılı bir grafik çizmekte. Özellikle "çocuk edebiyatı"nı öncelemekle dikkatleri üzerine çekmiş durumdasınız. Siz Ebe Sobe'nin yayın yönetmeni olarak bütün bu ilerleyişi nasıl açıklarsınız acaba?

Söylediklerimizin hepsi aslında tek bir öze dayanıyor: Çocuklarla güzel şeyleri buluşturmak...

Ebe Sobe'nin birçok çocuk dergisinden farklı olarak "çocuk edebiyatı"nı öncelikli kılmasının nedenlerinden biri de bu. Çünkü çocuk dergileri öncelikli olarak okuma alışkanlığını ve okuma sevgisini kazandırma işlevine sahiptir. Burada vereceğiniz metinlerin niteliği ve kalitesi, "okuma"yla yeni tanışan bu çocuk-okurların dünyasında büyük izler bırakır. Baştan savma ve edebi değer taşımayan metinlerin, çocukların okuma damak tadına lezzet vermesi zordur. Tam aksine, bu tür metinler çocuklarda kalıcı "edebiyat algısı bozukluklarına" neden olabilir. Bu yüzden biz, çocuk edebiyatı alanında emek veren insanlara ulaşmaya çalışarak, onların nitelikli ve ince işçilikli yazılarını dergiye yansıtmaya çalışıyoruz. Böyle metinlerle karşılaşan çocukların, edebi duyarlılıkları ve estetik algıları daha gelişmiş olacaktır. Aynı zamanda bu güzel yazıları, estetik algıyı güçlendirecek güzel illüstrasyonlarla (çizgilerle) destekleyerek, daha güçlü bir şekilde sunuyoruz.

Ebe Sobe'nin ilerleyişinde, öğrenip uyguladığımız ayrıntıların etkisi var. İlk sayıdan bu yana, her zaman "daha farklı neler yapabiliriz" sorusunu aklımızda tutmaya çalıştık. Bunun için yeni yazarlara, yeni çizerlere, yeni bölümlere, yeni konulara ve yeni fikirlere ulaşmaya çalışıyoruz. Ulaştığımız bilgileri ve ilişkileri de derginin içeriğine yansıtıyoruz. Çünkü çocukların da tekdüze şeylerden hoşlanmadığına, her zaman yenilik ve sürpriz arayışında olduğuna inanıyoruz. Bunun sonrasında, ulaştığımız her kapı, bize başka kapıları da açıyor. Böylelikle okurlar kadar bizim de keyif aldığımız yenilik ve değişikliklerle, bir "oyun" olarak gördüğümüz bu çalışmayı sürdürüyoruz.


Biraz da "Türkiye'nin en büyük oyun halkası" ve "Sevgi, Oyun, Bilgi, Edebiyat" sloganlarını konuşalım mı?

"Türkiye'nin en büyük oyun halkası", bizim genel sloganımızdır. Bu dergi, çocuklarla ilgili olduğu için, onları buluşturmanın ve paylaşırken yeni bir şeyler de öğrenmelerini sağlamanın yolunun oyundan geçtiğini düşündük. Oyun, çocuğun dünyayı algılamasında çok önemli bir yere sahiptir. Aynı zamanda bu işin sevgi temelli ve herkesin katılımına açık olduğunu vurgulamak için de, Ebe Sobe'yi mutlulukların paylaşıldığı bir "oyun halkası" görmenin güzel olacağını düşündük. Diğer yandan kelimelerin dünyasındaki bu oyun, mekana ve zamana bağlı değildi. Kars'tan Muğla'ya kadar ülkenin dört bir yanındaki çocuklar, bu derginin okuru olarak oyun halkamıza katılmış oluyor. Çok farklı bölgelerdeki okurların oluşturduğu böyle bir halka da, elbette Türkiye'nin "en geniş, en büyük" oyun halkası olarak kabul edilebilirdi. Bu sloganımızın, bir yönüyle yapmaya çalıştığımız işin özetini vurguladığını belirtebiliriz.

"Sevgi, Oyun, Bilgi, Edebiyat" ise bizim içerik sloganımızdır. Dergimizin ana bölüm başlıklarını bu şekilde yan yana sıraladığımızda, aslında bu başlıkların ilk harflerinin de (S, O, B, E) yine dergimizin adına karşılık geldiğini sonradan fark ettik. Yani içeriğimizin özeti bu sloganda saklıdır.


Ebe Sobe, 2003 yılında çocuk edebiyatçıları birliği tarafından "yılın çocuk dergisi" seçilmişti. Son olarak da ocak ayında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2005 yılının "en başarılı çocuk yayını" ödülü Ebe Sobe'ye verildi. Bu ödüllerin Ebe Sobe için anlamı nedir?

Bu ödülleri kazanmış olmak mutluluk verici. Fakat biraz klişe gibi kalsa da, bir dergi için en büyük ödülün okurun ilgisi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Biz beş yıldır okurun ilgi ödüllerini almış olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Zorlu şartlara rağmen bağımsız bir derginin beşinci yaşına ulaşması Türkiye şartlarında çok önemli bir eşiktir. Hele ki çocuk dergiciliği gibi bir alanda bu başarıyı yakalamak, çok önemlidir. Bütün zorluklara rağmen, her yere ulaşamasak bile, ulaştığımız her yerde çok güzel bir ilgi gördük. Dergimizle karşılaşanların çoğu, sürekli ilgilerini devam ettirdiler.

Bütün bunların yanında, ulusal çaptaki bir ödül değerlendirmesinde Ebe Sobe'nin de seçilmesi çok güzel. En azından gösterdiğimiz çabanın, sürdürdüğümüz nitelik kaygısının birileri tarafından bilindiğini gösteriyor. Bu da bize cesaret, güç ve umut veriyor.


Bir de dergiyi hemen her yerde bulmak mümkün. İyi bir dağıtım ağınız var galiba. Biraz da bu çabanızı anlatır mısınız?

Aslında en büyük sorunlarımızdan biri dağıtım... Bu sadece bizim değil, Türkiye'deki tüm dergi ve kitap yayıncılarının da en büyük sorunudur. Özellikle bağımsız bir yayın kuruluşu olduğumuz için imkanlarımız dar ve kısıtlı. Bu nedenle dikkatli ve hesaplı adım atmak zorundayız. Gönlümüz her beldeye, çocuğun olduğu her eve bu dergiyi ulaştırmayı arzu eder. Fakat teknik, ekonomik ve sosyal şartlar nedeniyle bu mümkün olmuyor. Düşünün ki, 11 milyon civarında ilköğretim nüfusuna sahip olan bir ülkede, çocuk dergilerinin toplam satışı bu potansiyelin binde 2-3 civarında... Tersinden söyleyecek olursak, bu ülkedeki 1000 öğrenciden yaklaşık 997 tanesi hiçbir çocuk dergisini okumuyor, okuyamıyor! Tabii burada asıl etken, öğrencilerden çok anne-babalar ve eğitimcilerdir. Öncelikle ebeveynlerin ve eğitimcilerin bunun önemini fark etmesi ve çocuklara bu kapıyı açması gerekir. Bu büyük orana bakıldığında, sorunun sadece ekonomik temelli olduğunu söyleyebilmek de imkansız. Bu bir fark ediş sorunu ve bunun boşluğu, yoksunluğu, eksikliği hissedilmeli en başta.

Yine de biz her şeye rağmen daha fazla çocuğa ulaşmak için çabalarımızı sürdürüyoruz. İlk sayıdan beri hem Yaysat kanalıyla -sayısı yeterli olmasa da- Türkiye genelindeki gazete satış noktalarından bir bölümüne ulaşıyoruz, hem de bazı kitapçı, kırtasiye gibi satış noktalarında yer almaya çalışıyoruz. Bunun yanında abonelik yöntemini de işletiyoruz. Her fırsatta okurla bulaşabileceğimiz imkanları da kullanmaya çalışıyoruz; fuarlar, okul etkinlikleri, özel satış noktaları sayesinde...


Son mesajlarınız ne olur?

Öncelikle gösterdiğiniz ilgi için size teşekkür ederiz. Bütün BeyazBulut ziyaretçilerine sevgilerimizi sunarken, size de başarılar dileriz.

Sonra da bir dilekle sözlerimi noktalamak istiyorum. Güzel bir gelecek için çocukların Ebe Sobe ve diğer güzel çocuk yayınlarıyla tanışmasını; ebeveynlerin ve eğitimcilerin buna köprü olmalarını; bilginin, edebiyatın, hayal gücünün, oyunun ve sevginin hayatımızı aydınlatmasını dilerim.


EBE SOBE'YLE İLGİLİ AYRINTILI BİLGİ İÇİN:

İnternet sayfası: www.ebesobe.com
E-posta: dergi@ebesobe.com
Telefon: (0212) 525 09 39

<- Geri Git

Bu Bölümde Başka Neler Var?
Sen de Katıl Bize
Henüz yorum yapılmamış.
Üye Girişi
Kullanıcı Adın:
Şifren:
[ Ücretsiz Üye Olayım | Şifrem Neydi? ]
İyilikler Antlaşması
Merakettin Amca, biz neden yaşıyoruz?
Serin Selamlar
Meraklı Ce, Sultan Fatih'le Tanışıyor
Kocaman Ayaklı Çocuk: Menta
BeyazBulut Çocuk Ülkesi | © 2005-2024