| | Resimleyen: Dilek Gülcemal |
Sevimli bir çocuk, sıcacık evinde, uyumadan önce şöyle düşündü:
- Bulutlardan yüce bir evim olsun isterdim. Ve penceresinden insanlara güller yağdırmak... El sallamak kuşlara... Rüzgarla öpüşmek, selamlamak kar tanelerini... İsterdim ağlamayı yağmurla... Her dem gülümsemez mi ki güneş, acıtabilir mi ya? Sevgi dolu bir yüz zalim olabilir mi insana? Ya geceleri... Uyumalı yıldızları sayarak... Aydedem başucumda olmalı, bana masal anlatmalı. Sadece benimle olmalı, hep benimle kalmalı. Uykunun kollarına yürürken elleriyle yüzümü okşamalı.
Sokakta uyuyan bir çocuk sanki bunları duymuştu, seslendi ona:
- Bulutların altında bir evim olmadı benim. Penceresinden güller kapmayı öyle çok isterdim ki... Rüzgarla öpüşmüyorum mu sanıyorsun? En yakın dostlarım, kar taneleri... Yaksa da, yakmasa da severim ben güneşi... Yıldızlar senin olsun. Hatta çok sevdiğim kar taneleri de... Ama kardeş... Ne olur elimden alma aydedemi. Benim başka hiç dedem olmamıştı ki... |